“KARLI HAVADA BİLE BİR MAVİ BULABİLMEK”

 

Erdem Yener yeni albümü “Çıplak” ile dinleyicilerin karşısında! Biraz albümden biraz da hislerinden bahsettik. Sabahları uyanıp ayna karşısında kendisine söylediği gibi “Az zaman çok iş, aklını kaybetme, sabrını koru, çalışmaya devam et” Keyifli okumalar!

 

“Ve şimdi karşınızda yeni 45’liği ‘Bad’ ile Michael Jackson” .. O şarkıyı dinlediğin gündeki hayallerden, bugünlere.. Yeni albümün koşturmacalarını bir yana bırakarak soruyorum. Nasılsın?

Çok şükür ki çok iyiyim. Hayallerden bugüne değil aslında daha çok; hayallerden hayallere koşmaya devam. Çok hayal kurunca çok da hayal kırıklığı yaşıyor insan. Ama sanırım önemli olan hayallere kavuşmaktan ziyade, ısrarla hayallere giden yolda olmak.  Bu yolun güzel, ahlaklı ve düzgün bir yerinde vedalaşırız bir gün. Ben de hep yolumda hatırlanırım. Bu iyi olmam için geçerli bir sebep:)

 

 

İlk albüm ve aradaki tekliden sonra bu albümle ilgili sen kendini müzikalite olarak nasıl değerlendiriyorsun?

Müzikte kendime has bir üslubum olduğuna inanıyorum. Kirli’den bu yana lirik açıdan değişimler yaşanmış olsa da müzikal olarak aynı tavırda olduğumu düşünüyorum. Ama kuşkusuz kayıt teknolojileri ve prodüksiyon bakımından “Çıplak” sadece Kirli’den değil mevcut bir çok albümden daha ötede. Hedefim de bir sonrakinde bunun da üstüne çıkmak.

 

Şarkı sözü yazma kısmında daha net olmaya dair hissedilir bir tavrın var. “Çıplak” bu anlamda senin için daha oturmuş bir albüm oldu mu?

Emin değilim. Bir duyguyu kelimelerle ifade etmek gerçekten çok zor. Yazdığınız zaman o duyguya yaklaşık olarak karşılık gelecek bir şey bile tatmin edici olabilir. Ben esas tatmini tam karşılığını buldurduğum zaman yaşayacağım muhakkak. Ama her seferinde daha direkt olabildiğimi farkediyorum. Bu da umut vaat edici.

 

Hayata karşı çırılçıplak durmak bir isyan mı, yoksa doğal olan mı senin için? Çıplak albümü bize Erdem Yener’in duruşuyla ilgili ne anlatıyor?

Hayır isyan hiç yok. İsyan eden biri de değilim genel olarak. Her şeyi olduğu gibi kabul etmeyi seçtim. Değiştiremeyeceğim hiçbir şeye isyan etmem. Uzağında durup kendimce doğrusunu yapar, birilerine ilham olmayı umarım. Bu albümde de böyle bir duruş var.

 

Aslında yüzlerimizin de çıplak olmadığı bir dünyada gözlerimizi açıp açıp kapatıyoruz bana kalırsa. Sabah uyanıp ayna karşısında yüzüne baktığında neler hissediyorsun?

“Az zaman çok iş, aklını kaybetme, sabrını koru, çalışmaya devam et” diyorum. Sonra “kes lan traşı” diyip yüzümü yıkıyorum.

 

Yaşamayı çok özlediğim” dediğin  dünyanda neler dönüyor? Ve “ahh o dünya..’da neler var senin için? MJ danslarını ezberlediğin günlerdeki kadar güzel hayaller kuruyor musun?

O zamanlar kadar bakir değil hayallerim. 10lu yaşlarımda kalbimin hızlı çarpması için gözlerim kapatıp düşünmem yeterliydi. Şimdi kurmaya başladığım hayallerimi önce tecrübelerimle kendim kırıyorum. Çünkü yalnız değilim hayatta. Bir şehirde, o şehrin insanları ve gerçekleriyle yaşayan 35 yaşında bir adam oldum artık. Kurduğum hayallere mi sahip oldum yoksa o hayallerin kurduğu biri mi oldum çok da emin değilim. Ama bahsettiğim yoldayım diye çok da kavgacı değilim.

 

Bir hata yaptım ki dönüşü yok diyorsun aynı şarkıda ama dünya umrumda değil demiyorsun.. Çok düşünür müsün? içsesinle çok konuşur musun kendi kendine kaldığında?

İç sesim aşırı geveze ve sinir bozucu. Keşke dövebilsem.

 

 

Gökyüzü herkese başkaysa.. Senin gökyüzünün rengi nasıl?

Mavi tabii ki. Karamsar biri olmadım hiç. Bazen insanın gardı düşüyor tabi yaz günü sadece bana yağmur yağdığı da oldu. Her gün dik durmak kolay değil. Ama normalde eğilimim karlı havada bile bir mavi bulabilmek gökyüzünde.

 

Aylin Aslım’dan dinlediğimiz o özel şarkın, Ahh bu albümde senin sesinle kulağımızda. Şarkı sözlerindeki değişimin bir sebebi var mı?

2005 senesinde Aylin şarkıyı benden istediğinde bazı cümleleri çok erkek cümlesi olarak tanımlamış ve değiştirmek istemişti. Bu yüzden değişiklikler olmuştu. Çıplak’taki hali orjinal sözleri.

 

“Yalnızlık sona kalandır.. ” Yalnız kalanlardan mısın? Yalnız olanlardan mı?  35 yılın ardından sana neler kaldı kalbinde?

Bir gün şöyle yazmıştım; “Çok kalp kırdım, çok da kalbim kırıldı. Sonunda öğrendiğim; kalptir, kırılır.” 35 yılın ardından fikrim değişmedi. Kimseyi kötü hatırlamıyorum ve kimse tarafından kötü hatırlanmadığımı umuyorum. Ama kronik yalnızlık halinden de tiksinmedim değil.

 

Son olarak, git git bitmiyor ama umut var mı gerçekten?

Umut olmasa “bitmiyor” diyecek kadar gitmezdik:)

 

*Lemur Dergi Aralık sayısında yayınlanmıştır.