“İnsan sadece suçluyken kaçmaz. Bazen suçlandığın için de kaçarsın. Ama bir kere kaçmaya başladıysan bir şeyleri de muhakkak kaçırırsın elinden; bazen gençliğini kaçırırsın, bazen geleceğini, bazen de aklını… Fakat işin en güzel tarafı da bundan sonra başlar, çünkü aklını kaybedince korkularından da kurtulursun. Bu da seni özgürleştirir. Çünkü sadece korkaklar kendi akıllarına güvenirler ve bütün korkaklar hakikatin esiridir. Oysa hakikat, akıl veya başka bir şeyle kavranılmaz. Hakikatin ancak parçası olunur. Bunun için kurtul! Geçmişinden, geleceğinden, aklından… Kainatta ne varsa şu anda olduğunu görmüyor musun? Sadece burada, sadece şimdi… Gözlerini kapa ve kalbini aç. Aklını da bırak gitsin.”
Onur Ünlü (İtirazım Var)
——————————————————————————————————————-
Frida Kahlo: Aşk ve Acı
“Delilik o denli uzak değil. Delilik bir adım ötede. Delilik, acının tümel olduğu, yaşamın her parçasına çarptığı, ışığı boğduğu, her hareketi düğümlediği, her tür kurtulma çabasını yerle bir ettiği, her hava kabarcığını yutmaya çalıştığı, güçleri parçalamaya sebat ettiği bu yere dokunuyor ya da kapsıyor.”
Bu da bir deliliğin biyografisi. Mümkün mertebe sade türk kahveleri eşliğinde okuyunuz.
——————————————————————————————————————-
“Attached to you”
Fabien Queloz
Switzerland
——————————————————————————————————————-
Sarı
Bir ara sokakta öldüm…dün
Öylece yani.
Birdenbire
Boşluğa düşer gibi, sarı bir sessizliğin içinde
Granit duvarlı binanın anlamsızlığına,
Şehrin boşu boşunalığına içerlerken
Bırakmışım son nefesimi kaldırıma
Bitmiş,
Öylesine yani.
Birdenbire
Yan binadaki otel odasından izliyordu oğlan
Yüz ifadesini göremesem de
Anlamış mıydı acaba öylece oturmadığımı?
O sokakta bitti her şey
Öğleden sonralarını bir bardak sütle geçiştiren
Apartman sakinlerini düşlerken
Sıkıntıdan
Ölmüşüm…dün
Arka odada ütü yapıp
Buharını burnuna çeken kadını,
Mutfağında her öğün için soğan doğrayıp
Gözyaşını kabuklara saklayan Madam Mari’yi
Kocasıyla artık sevişemediği için
Kapı komşusu gar sabunu satan adamı düşleyen Servi’yi
Düşündükçe
Ölüvermişim…dün
Böylece bitmiş yani,
Birdenbire
Sıkılmışım derinden zahir.
Tutunca da nefesimi
Portakal kabuklarıyla çay demini döktükleri çöpe
İki kedi de bulanınca
Kaldıramamış nefsim demlenmiş portakal kedilerini
Balkabağı mevsimi bile değilken
Dönüşüvermiş her şey baldan kabağa
Ve saat henüz 12’yi vuramamışken
Kalkmış otobüsler durmamaya
Mecal mi bulamamışım, yere döktükleri bala mı basmışım
Hatırlamam ama
Öylece kalakalmışım-kalkamamışım.
Şehrin insanı haberdar değil mi bu öldüresiye sıkıntıdan?
Vagonlar boş, birkaçı kiremit taşıyor topraktan
Kayıklar da serseri misinalar
Otobüsler kimseyi almadan durup durup geçiyorlar duraktan
Arabalar yürüme mesafelerini öldürüyor her gün, her öğle
Her gece
Bisikletleri balkonlarında unutanlar
Her an yağmur yağsın diye dua ediyor
Üç öğün yemek yiyip, dört öğün uyuyorlar
Buna rağmen erken uyanıp, geç yatıyorlar
Aynı kuru kahveciden gün aşırı -iş olsun diye-
Yüzer gram kahve alıp evde -iş olsun diye- öğütüyorlar
Ve bir gün bile sormuyorlar öğütülmüşünü
Kimse sormuyor iş olsun diye yapılan iş, iş midir diye?
Bunlar olurken ölmüşüm o ara sokakta
Balkondaki beyaz brandalar rüzgarla sökülürken
Sökülüvermişim
Şişip patlayan bir eteğin dikişi gibi
Sıkıntı işte
Ya da ölmek yerine
İki adım yol yürüyeydim de
Konuşuverse miydim şu gelin çiçeğiyle.
Gitmek yerine
——————————————————————————————————————-
Cambio de Piel
Asi İspanyol kızımız Bebe, Cambio de Piel (deri değiştirmek) adını verdiği yeni albümünü çıkardı. Tan lejos tan cerca, Ganamos ve La Cuenta favorilerim.
——————————————————————————————————————-
Sisifos
Mitolojide Korinth Kralı olarak bilinen Sisifos, yeraltı dünyasında yer alan büyük bir kayayı bir tepenin en yukarıdaki noktasına kadar yuvarlayarak çıkarmaya mahkum edilmiştir. Yukarıya çıkardığı kayanın tekrar aşağıya yuvarlanmasına izin vererek ardından onu tekrar en tepeye çıkaracak ve bunu sonsuza kadar tekrarlayacaktır. Sisifos’u anlatan 1974 yapımı kısa animasyon film: