“GEÇEN KRALI SEYRETMEK İÇİN UZAYDA BİR PENCERE AÇIN”*
Danielle Martinigol, 11 yaşında büyükbabasından kalan kitaplarla bilimkurguya merak salmış bir yazar. Günümüzde, türün sevilen isimlerinden biri olmasında bilimkurgu romanlarında sıkça yer verilen bilimsel ayrıntılardan uzak, daha anlaşılır bir anlatımı olmasının büyük payı olduğunu düşünüyorum. 100Dünya adını verdiği, 100Dünya’nın Gizli Yüzü, Başkadeniz’e Dönüş ve Abisler’in Çağrısı adlarını taşıyan üçlemenin son kitabında da, en önemli özellik; gücünü “hayalperestlik” kadar, bir “fikirden” alması.
Seri her ne kadar akıl almaz teknoloji ögeleri ve klişeleşmiş uzaygemilerini içinde barındırsa da, bugün bile tartışabileceğimiz haber alma özgürlüğü ve özel hayat arasındaki çizgi, insan ve çevre ilişkisi ve merak duygusunun sınırları gibi konuları baz alıyor.
Üçüncü kitapta ana karakterlerimiz Meretta’lardan genç kız Chaddy ve Maguelonne’lerden asi güzel Aela. Annesinin ölümüyle yalnız kalan ve habercilik yapma konusunda büyük bir arzusu olan Chaddy ve cesaretiyle 100dünya’da sürekli konuşulan Kara Abis’in incisi Aela, birbirini sevmeyen ailelerin üyeleri olsalar da, büyük bir ortak noktaları olduğunu öğreniyorlar.
Kitap boyunca sürekli isimlerini okuyacağınız Abis’ler, ne bir insan, ne bir uzaylı. Onlar evrene yayılmış benzersiz bir uzay ırkının üyeleri olan hayvan-gemiler. Küçüklüğünden beri tüm Abislere girebildiği için Abislerin Perisi olarak anılan Aela’nin incisi olduğu Kara Abis, içlerinde en asi olanı diyebiliriz. Uzayötesinden hükümet gezegeni Agora’nın merkez eksenine dalışı cesareti gösteren bu Abis, Aela dışında kimseye kapılarını açmıyor. Çünkü Abislerin onları yöneten incilerine karşı duyguları da var.
Aslında annesinin Chaddy’e bıraktığı holografik vasiyeti izlemesiyle birlikte başlayan macera, nötron topu, ışın kılıcı, nenotek gereçler, retrofüzeler ve daha nice yüksek hayalgücünün eseri nesne arasında bir aşk hikayesiyle devam ediyor. Martinigol, bilimkurguda aşkı da çok iyi kullanıyor.
Aksiyon arayanlar için de, Maguelonne’lerin büyük bir sırrı, incisine son derece düşkün Kara Abis, yıllarca ortalıktan kaybolup geri gelen başka yıldız yolcusu Abis’ler, yabancı devasa gemiler derken uzaylılar kapıyı çalıyor..
Hay bin ahtapot, kara delikler adına gibi ifadeler size itici gelebilir ama Chaddy’nin yanından ayırmadığı biokamı Bikbi’nin espri anlayışının yüzünüzü güldüreceğine eminim. Kritik bir anda “sen ne yapacaksın” sorusuna verdiği “kahve içececeğim” cevabı, bir uçan kamera için oldukça ilginç duruyor.
Bir film izler gibi hissederek okuyacağınız Abisler’in Çağrısı’nda, bir uzay macerasında olduğunuzu unutabilirsiniz. Korkmayın yaşananlar rüya değil.
Bilimkurgu sevmeseniz bile, uzaylıların bastığı bir dünyayı değil, uzaya ayak basan insanların dünyasını anlatan bu kitaba iki büyük uzaylı ve iki küçük insanın birbirine gülümsediği an için bile şans verebilirsiniz.
Alya Şahin
*Kitapta da yer verilen bu başlık, Marry Webb’in Sarn adlı kitabından alıntıdır.