Müzikoza: Merhabalar Emre Yücelen, misafirimiz olduğunuz için teşekkürler, hoşgeldiniz :)Müziğe ilginin başlangıç hikayesi sizde nedir?
Emre Yücelen: Ben Sakarya’lıyım. Müziğe 10 yaşlarında gitar çalarak başladım. Gitar çalıyor beste yapıyordum. Hatta o dönemlerde sokakta bir müzik grubu da kurup ilk kayıtlarımı teyplere yapmıştık.. Lise sonrası konservatuar sınavlarına hazırlandım. İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümü’nü kazandım. Müzik hayatım bu dönemle birlikte profesyonel olarak başladı diyebilirim.
Müzikoza: Ezanlarla ilgili bir belgesel çalışmanız var 2007 yılına ait. Gerçekten ilgi çekici bir proje. Bu süreç nasıl gelişti?
Emre Yücelen: Ben proje üretmeyi seven bir kişiyim. 2006 yılında bu projeye başladım. 17 cami ve 30’a yakın müezzinle röportajlar yaptım. Ses Eğitimi mezunu olduğum için sohbetler de müezzinlerin müzikal hayatı ile ilgili oldu. Her gün duyduğumuz , hayatımızın içinde olan sesler onlar.
Tabi projenin en önemli olan kısmı bu büyük camilerin akustiğinde farklı makamlarda çıplak sesle ezan kaydı yapılmasıydı. Yaşadığımız topraklardaki camiler yüzlerce yıllık geçmişe ve mimari ihtişama sahipler. Bu camilerin akustiğini ve içinde okunan ezanları kaydetmek son derece heyecan verici bir deneyimdi benim için. Bu proje 2007 yılında İstanbul Camileri Ve Müezzinleri ismiyle yayımlandı. Ttnetmüzik’ten çalışmaları dinleyebilir ilgilenenler.
Müzikoza: Bilgisayar oyunları müzikleri,jinglelar,şan dersleri,albüm yapma fikri nasıl oluştu ve neden ağır işleyen bir süreç?
Emre Yücelen: Aslında bu kadar çok alanla ilgileniyorsanız hiç de ağır bir süreç sayılmaz. Yaptığım işi sağlam ve kalıcı olarak yapma niyetinde bir kişiyim. Bu sebeple popüler kaygılar aslında benim için çok da önemli değil.
Bilgisayar oyunları için 2006 yılında müzik yapmaya başladım. Türk Telekom oyunları olan İstanbul Kıyamet Vakti , I Can Football , Süper Can gibi oyunların müziklerini yaptım. Ayrıca ilk türk animasyon filmi Kayıp Armağan’ın müziklerine de katkım oldu.
Ses Eğitmenliği ve Vokal Koçluk ise 12-13 senedir hayatımda. Eğitmenliği , bilgilerimi paylaşmayı çok seviyorum. Bu anlamda 2006 yılında kurduğum Muzikdersi.com sitesi Altın Örümcek en iyi web siteleri yarışmasında Eğitim kategorisinde 2.lik almıştı. Yani müziğin hep içindeyim.
Bunun dışında solo albüm fikri yıllardır vardı. Ancak ‘Kelebek’ 2010 yılında çıktı. Sonrasında da 2013’te Mutluluk Köyü. Müzisyenlik uzun bir yol gibi. Severek yapıyorum. Acele etmeden sağlam adımlar atmak önemli bence.
Müzikoza: Albüm yapmanın artık riskli olarak görüldüğü bir müzik piyasası var. Sizin endişeleriniz oldu mu?
Emre Yücelen: Beklentilerinizle doğru orantılı herşey. Benim hayatım müzik, o nedenle risk olarak hiç düşünmedim. Tek endişem sunacağım müziğin kalitesi , sounduyla alakalı oldu.
O konuda da hala çalışıyorum.
Müzikoza: Kırık Bir Aşk Hikayesi “Kelebek”. Albüm süreci nasıldı? Kimlerle çalıştınız?
Emre Yücelen: Kelebek albümdeki şarkılarım yıllarca biriktirdiğim havuzdan seçtiğim şarkılar. Beni ve sesimi tanıtmayı hedefleyen farklı türleri de arasında bulunduran bir albümdü. Açıkçası ben de gelecek tepkileri merak ediyordum. Kelebek , Yeniden , Sensiz Kalınca, Rüzgar olacak , Yağmur, Biraz Önce şarkılar çok sevildi. Konserlerde insanların benle söylerken aynı duyguları paylaştığını görmek gerçekten harika.
Albüm sürecinde Murat Yelken , Turgut Alpbekoğlu , Gültekin Kaçar , Umut Hoşgör , Cüneyt Saka gibi çok değerli müzisyenlerle çalıştım. Kemanlarda Grup Ansamble , Kempa yaylı grubu çaldı. Dolu dolu bir albüm benim için Kelebek.
Müzikoza: İlk albüm sonrasında sizin için neler değişti?
Emre Yücelen: Benim hedeflerim hep sahici olmuştur. Şarkılarıma çok güveniyordum. Bence şarkılar insanları bir yerlere taşır. Kelebek ve Yeniden öncü oldular. Radyolar da sevdiler şarkıları. Bu sayede kendimi tanıtma şansı buldum. Kelebek albüm benim için yeni şarkılar yapma heyecanını doğurdu.
Müzikoza: 2012 yılında Gülben Ergen’le bir düet yaptınız. “Mutluluk Köyü” nasıl ortaya çıktı?
Emre Yücelen: 2013 diyelim çünkü Aralık ayının sonlarında albüm yayımlandı. Yaz döneminde Gülben Ergen’in repertuarına uygun olduğunu düşündüğüm bestelerimi kendisine göndermiştim. Aralarında Mutluluk Köyü’de vardı. Gülben hanım şarkılardan kendine uygun olanlarını ayırdı. Ama Mutluluk Köyü için -‘bu şarkı senin sesine çok yakışmış bunu mutlaka single yap , sen oku’ dedi. O günden sonra başladı benim için Mutluluk Köyü.
Aranjeyi bitirdim. Fikir almak için kendisine gönderdim. Sonrasında beni aradı. Stüdyoya gelmek istediğini söyledi. Şaşırdım tabi ki. 2 saat sonra stüdyoda şarkıyı okuyorduk. Tamamen bir sürprizdi. Ve şarkı bittiğinde çok sevdik çok içimize sindi.
Müzikoza: Birçok müzik tarzıyla uğraşmış olduğunuzu biliyorum. Farklı tarzlarda da besteleriniz,planlarınız var mı?
Emre Yücelen: Evet var. Pek çok türde müzik yapıyorum. Hazırlığım pek çok türde şarkılarım var. Zamanla bunları yayımlamayı düşünüyorum.
Müzikoza: Daha önce çalıştığınız isimlerle de yeni projeler ya da yine farklı belgesel çalışmaları yapmayı düşünüyor musunuz?
Emre Yücelen: Kesinlikle istiyorum. Hatta şu an harıl harıl proje üretmek ve yazmakla meşgulüm diyebilirim.
Müzikoza: Emre Yücelen bu sıralar neler yapıyor ve yakın süreçte neler bekliyor dinleyicileri ?
İlk etapta Mutluluk Köyü isimli maxi single’ımda yer alan 2. şarkı Ölürüm için bir klip çekmeyi planlıyorum. Bunun dışında farklı albümlerde aranjörlük de yapıyorum. Yaz dönemi ise yeni albümümün kayıtları başlayacak. Yeni şarkılar var heyecanlı bir dönem bekliyor..18 Mayıs ta Kültür Merkezlerinde 4. sünü gerçekleştirecek olduğum konserime Sultan Gazi Kültür merkezinde müzikseverlerle buluşmak dileğiyle ….Sevgiler…