Dizilerde, filmlerde gördüğümüz ve kafamızda “satıyorum satıyorum saaaatttımm” cümlesinden ibaret olan müzayede dünyasını keşfetmeye karar verdik!

Haber ekibimiz Taksim’deki Pera Mezat’ta antika eşyalar müzayedesine katıldı ve bütün ürünleri toplamamak için birbirlerine engel oldular! 🙂 Müzayedeye katılanlar arasında gencinden yaşlısına, zengininden orta hallisine her kesimden insan var. Mezattan aldığı ürünleri Instagram üzerinden online açık artırmaya bırakan da, mezattaki bütün saatleri toplayan Özlem Hanım gibi antika meraklıları da…

Pera Mezat’ta çayımızı kahvemizi alıp yerimize oturduk. Bülent Ersoy imzalı plaktan, eşek biblosuna, şifa tasından, oyuncak arabalara birçok antika eşya 10 liradan başlayan fiyatlarla meraklılarıyla buluştu. Dilerseniz internet üzerinden fiyat bırakıp her Salı ve her Perşembe gerçekleşen mezata eşyalarınızı almak üzere yerinden de katılabilirsiniz. Tabii “satıyorum satıyorum saaatttttımm” denmeden biri sizin fiyatınızın üstüne çıkmazsa  Ekip olarak almak istediğimiz ürünlerin sayısı çok olunca, biz başlarsak duramayız diyerek yarışa girmedik ama mezatı sunan ve yöneten Özkan Bey bile bazen dayanamayıp artırmaya dahil oldu. Ses tonu ve esprileriyle hem ortamı yumuşatıp hem gerilimi artırdığı için bir şey almasanız dahi atmosferi izlemek bile çok keyifli oluyor.
Yalnızca antika değil birçok alanda ürünün açık artırmayla satıldığı mezata siz de kendi eşyalarınızı götürebilirsiniz.

Özkan Özcan Bey’le yaptığımız söyleşi için de şöyle buyurun 🙂

Ne zamandır müzayede dünyasındasınız? Bu arada sesiniz çok tanıdık geliyor…

Bu işi 5 senedir yapıyorum. Eski radyocuyum Super fm, Joy fm’de çalıştım. Aynı zamanda TRT’de seslendirme yaptım, reklam seslendirdim, dublaj yaptım. Babam zamanında meraklıydım biriktirirdim hep. Babam vefat edince napayım ne ediyim derken farklı sektör de istiyordum tesadüfen bu işe başladım. Sevdim devam ediyorum şimdi.

İlaç şişesinden koleksiyon yapanlar var

Müzayedeye katılanların yaş sklası nasıl? Ve açık artırma nasıl gerçekleşiyor?

Müzayedeye her gruptan insan katılıyor. Gençler de orta yaşlar da. Sizin gördükleriniz internette fiyatı yükselmiş ürünler . 6 gün boyunca yayınlanıyor. Artık fiyatlar doymuş o nedenle çok rekabetli bir ortam yaşanmadı. Kaçırmak istemediğiniz bir ürün olduğunda gelip ne kadarsa olursa vereyim diyorsunuz. Ürünü gerçekten istiyorsanız katılım şart. İnternete koymadan sıfırdan başlattığımız müzayedeler daha heyecanlı oluyor. Katılanlar fiyatları yükseltiyor.

Ürünün değerinin çok üzerinde fiyata satılabiliyor. O değeri aslında koleksiyonerler belirliyor. Bir ürünün koleksiyonunu yapan bir kişi aradığı ürünü bulduğu zaman o ürünü eğer ekonomik sıkıntısı da yoksa ne yapıp ne edip koleksiyonuna dahil ediyor. Çünkü o parça eksiği onun için ve çok önemli. Bu tür ürünleri çok yaşadığımız olur. Para koleksiyonu yapan tanıdığım var. Sırf koleksiyonundaki eksik parça için kilometrelerce uzağa yurtdışına gidip o paranın orda olduğunu bildiği için ciddi bir pazarlıkla parayı satın alıp ve geldiğini bilirim. Yakın zamanda yaşadım bunu.

Nelerin koleksiyonlarını yapıyorlar?

Bizim işimizde neyin koleksiyon yapılacağını kestirmek zor. Örneğin çok şaşırtıcı bulabilirsiniz eski ilaç kutularını, ilaç şişelerini koleksiyon yapan var. Belki hiç duymamışsınızdır. Geçenlerde bir müzayedede hiç beklemediğimiz bir fiyata çıktı. Bizim için sadece bir kutu ama o koleksiyonerler için bir kutudan daha fazlası anlam ifade ediyor. Benim gözümde 20 lira edilebilir dedidiğim bir şey onun tarafından 500 lira edebiliyor. Bu bizi çok şaşırtmıştı ama mantığını ben artık anlıyorum. Dışardan gören insan ya bu kutuya 500 lira verilir mi diye düşünebiliyor ama onun için koleksiyon parçası olduğundan dolayı verilebiliyor. Baktığında ilaç kutusunu değil çok daha ötesini görüyor.

3 liraya kalem de var 500 liraya Osmanlı güğümü de

İnsanlardaki algı bu işe sadece zenginlerin girişebileceği yönünde. Doğru mu?

Yüksek fiyatlar olduğu gibi çok düşük rakamlara da ürünler alınabiliyor. Herkese hitap ediyor. Örneğin 3 liraya bir kalem de satılabiliyor 500 liraya Osmanlı özel bakır güğüm de. Öyle dışardan göründüğü gibi ürkütücü korkutucu bir ortam değil. Cebinde sadece yüklü miktarda parası olana hitap etmiyor. Müzayedelerin güzelliği burada. Aynı zamanda geri dönüşüme de katkıda bulunuyoruz. İnsanlar evlerinde kullanmadığı eşyaları da getirebiliyorlar. Ama biz konuda mümkün olduğu kadar seçici davranmaya çalışıyoruz.

Her zaman katılım yoğun oluyor mu?

Her zaman olmuyor ama genel anlamda oluyor. Bu işin ilgi çekici heyecan verici tarafı var. İnsanlar bir şey almasa bile sırf bu heyecanı yaşamak için bile gelip takip edebiliyorlar. Onun için genelde katılımdan memnunum ben. Bazen Havanın şartları veya o gün önemli bir şey varsa kişiler için o zaman potansiyel düşük olabiliyor. Ama her salı burada ciddi bir katılım sağlanıyor.

Ses tonunuz insanları bu sunumlarda nasıl etkiliyor? Bir süre sonra hipnoz ediyor gibisiniz 🙂

Bu işte ses tonumun dezavantajı var. Sesimin iyi olduğunu o kadar çok kişiden duydum ki ama ben bunu çok kullanmak istemiyorum. Sesimin arkasına sığınarak çok bir şey yapmama gereksinim duymadan da proje yapabiliyorum. Bazen insanların sıkıldığını hissediyorum. O anda atraksiyon bir hareket bir şeyler yakalamak zorunda kalıyorum. Orada araya farklı şeyler entegre ediyoruz. Ya ilgi çekici ürün ortaya çıkartıyoruz ya insanları uykudan uyandırabilecek farklı bir espri yapıyorum. Veya bir ithamda bulunuyorum lokum, şeker, çikolata dağıtalım arkadaşlar diyorum. Bir anda kendilerine gelebiliyor insanlar. Saatlerce oturup izlenilecek bir iş değil bu. İnsanın illa ki dikkati dağılıyor.

Bugün siz de bir eşya için artırmaya girdiniz. Sizin koleksiyonlarınız var mı?

Sunduğum müzayedede çok antipatik olmasın diye istediğim halde parçayı alamadığım zamanlar oluyor. Mesela güzel bir gözlük koleksiyonum var, saatler hoşuma gidiyor ve bazen çok uygun ürünler çıkıyor ama salondan da birisi çok talip olabiliyor. Onunla kapışmak yerine ona bırakıyorum. Bu nedenle çok sonuna kadar gidemiyorum. Ama başka müzayedede olsam ben o ürünü bırakmam.

 

Haber Ekibimiz Antika Müzayedesinde!